benim dünyama hoşgeldiniz...

küçük bir ilçede temiz insanların dünyasından haberler...yaşadığım, tanıdığım güzel hayatlardan küçük hikayeler...her insan farklı bir dünyadır...bunu biliyorum her yeni gün yeni bir dünyayla tanışmaya hazırlanıyorum...öğrenecek çok şey var..

:)

:)
öğretmenliğim ilk günleri...

benim dünyama hoşgeldiniz...

hayat garip...tüm ilginçlikleriyle bizi sarıyor...dünyanın en küçük, en ilginç yerinde de olsak her yeni gün bir şeyler öğreniyoruz...hayatın başka bir güzelliği ile karşılaşıyoruz...işte bu da benim dünyam...

5 Kasım 2010 Cuma

"yerinizde gözüm var"

kadışehrin'de soğuk günler...müdür yardımcılığı bana bir bakımdan yaradı...işlerden kalan vakitlerimde kitap okuyorum ve bir aydır müdür yardımcısıyım 3. kitabım bitti...iyi yaptığım her şeyi ödevini öğretmenine gösteren bir öğrenci gibi müdür beye anlatıyorum...okulumuzun müdürü ferhat hoca...madem kadışehrindeki güzel insanlardan bahsediyorum; onu es geçmek olmaz...müdürümüz kadışehirli ve gördüğüm en güler yüzlü insan (bunu abartmıyorum bilenler bilir)...okulumuzun tüm hocaları hem fikir bu konuda...o nadiren gülümsemediği zaman ben gibi tüm öğretmenler rahatsız oluyor...müdür bey buralı demiştim...belki bu yüzden belkide güler yüzünden dolayı öğrencilerin gözünde bizden 1-0 önde:) sık sık takılıyorum ferhat hocaya "yerinizde gözüm var diye"...o tüm mütevaziliğiyle "buyurun hocam" dese de, yaptığı işin zorluğunu görünce bu fikri rafa kaldırıyorum...sürekli sorunlarla karşılaşmak, öğrencilerin , öğretmenlerin, velilerin ve okulun sorunları ile ilgilenmek, hizmetlilerle uğraşmak, sürekli çalan bir cep telefonu ve hiç bir şey bilmediği için sürekli soru soran bir müdür yardımcısı ve tüm bunların içinde güler yüzlü ve pozitif kalabilmek...çok zor...öğrenecek çok şey var demiştim...ferhat hocadan da daha mütevazi olabilmeyi ve idareciliği öğreneceğim sanırım..şimdi düşünmeli biz nasılız? karşımızdakiler bizi nasıl algılıyor? yüzümüzdeki ifade karşımızdakine ne kadar etki ediyor..psikolojide yapılan deneylerde de görülmüştür ki yüz ifademiz hayata bakışımızı etkiliyor...belki de sadece bu yüzden hayata gülümsemeyi ihmal etmemeliyiz...hayatta bir şeyler olumsuz gidiyorsa kendimize gülümsemeliyiz...çünkü bizden daha değerli kimimiz var? bencilce gelebilir bu söz lakin kendisi mutlu olmayan insan kimseyi mutlu edemez değil mi?

1 Kasım 2010 Pazartesi

bir filozofun evi :))

kadışehrin de hayat öğrencilerimle güzel...bugün günlerden pazar tüm gün evden çıkmadım yine...yarını bekliyorum, yarın sürprizlerle doludur çünkü, yeni umutları barındır, yapılacak yeni işler demektir :)... gününün yarısını okulda geçiren tüm öğretmenler bilir; yeni gün bir çok eğlence barındırır içinde...bazen bir öğrencinin espirisi olabilir bu, bazen safça sorduğu bir soru, bazen şaşırtan zekası, bazen gerginliğe sebep olan bir hareketi...hayat okulda hızlı akar ve siz aynı gün içinde çok gergin, mutlu, sinirli, sevgi dolu, hassas veya heyecanlı olabilirsiniz...bu hafta müdür yardımcısı odasında oturuyorum; üç öğrencim geldi; sema, hacer, ayşe...üçü de çok şeker...bazen onları kendimden olgun buluyorum... yaşadıkları yerin verdiği olgunluk mu yoksa yaşadıklarımız mı böyle düşünmeme neden oldu bilmiyorum...semacım; haksızlığa tahammül edemeyen, düşündüklerini çekinmeden dile getiren birisi...ayşe; güler yüzlü, pozitif bir enerji dolu...hacer; ağırbaşlı ve pratik bir zekaya sahip...bu üç öğrencimin ortak yönü gelecek vaadediyorlar...üniversiteyi kazanıp kadışehrinin profilini biraz olsun düzeltecekler...inşallah hayat onlara güzel şeyler sunar (diğerlerine de tabi) hayata hep gülümserler...bugünlerde pek gülmüyorlar çünkü...onlarla aynı sınıfta eyüp adlı bir öğrencim var...onun öğrenme heyecanını kendime benzetiyorum...eyüp'ün derslerime katkısını inkar edemem...onun soruları daha çok araştırmama, derslerde boş kalan vakitlerimi daha kaliteli değerlendirmeme neden oldu...geçenlerde eyüp bize gelmişti...evimi arkadaşlarına filozof evi gibi diye anlatmış (kitaplığımdan dolayı sanırım :) ...ya da evde olan karakalem bir resmimi bir filozofa benzetmiş...açıkcası çok hoşuma gitti...bu ev bir filozof evi değil ama öğrenciliği hiç bitmeyen bir öğretmenin evi...öğrecilerim geldikçede daha da güzelleşen bir ev... bu unutulmuş ilçede bulunma amacım onlar; günlerimi güzelleştiren, kendimi geliştirmem için tetikleyen, bir şeyler yapmamı gerektiren hatta bazen mutluluğumun tek sebebi olan; onlar...her biri ayrı bir dünya hepsi o kadar temiz ki...kadışehrinin tüm duyarlı öğretmenleri benim gördüğümü görmekte..benimle hem fikir...bizim için kadışehri güzel bir yer; ne demişler şehirleri güzelleştiren insanlardır...umarım burdaki güzel insanlar daha güzel yerlere gelirler ve başarılarında bir payımız olur...