benim dünyama hoşgeldiniz...

küçük bir ilçede temiz insanların dünyasından haberler...yaşadığım, tanıdığım güzel hayatlardan küçük hikayeler...her insan farklı bir dünyadır...bunu biliyorum her yeni gün yeni bir dünyayla tanışmaya hazırlanıyorum...öğrenecek çok şey var..

:)

:)
öğretmenliğim ilk günleri...

benim dünyama hoşgeldiniz...

hayat garip...tüm ilginçlikleriyle bizi sarıyor...dünyanın en küçük, en ilginç yerinde de olsak her yeni gün bir şeyler öğreniyoruz...hayatın başka bir güzelliği ile karşılaşıyoruz...işte bu da benim dünyam...

18 Nisan 2014 Cuma

Mersin'den 3 Kadışehirli geçti:)

Kadışehri'nde çok hareketli günler.  Çok uzun zamandır yazamıyorum.  Çok yoğun bir donem geçirdim. Ama dolu dolu. Neyseki not aldim herseyi:) artik ara ara paylasacagim; çünkü cok güzel şeyler oluyor.  Biraz şimdiden bahsedeyim. Derin bir huzur, anlatılmaz bir mutluluk içindeyim. Öğrencilerimle beraber Habitat Kalkinma Derneği ve TTNET işbirliği ile yürütülen "İnternetle Hayat Kolay" eğitimine katıldık.  Gördüm ki çocuklarıma fırsat verilirse çok şey başaracaklar. Çok heyecanlıydılar, farklı bir ortamda tanımadıkları birileriyle beraber olmak onları önce biraz ürküttü. Ancak katılımcılar ve hocalar( egitmenlerimiz:) o kadar sıcaktilar ki, korkuları hemen gecti. Sonra öğrencilerimde sıra...Onları eğitmen rolünde sahnede görme; iste bu duygu gerçekten anlatılmaz. Yozgattan gelen tek gruptuk ve en genc eğitmenler onlardı. Önce Onur çıktı konusunu anlatıyor; o kadar sempatikti ki tüm katılımcılar gülümseyen gözlerle izledi onu. Birde en genç eğitmen o.  Sonra Cemal, Cemal sahneye alışkın ama orada daha çok büyüdü sanki ve Rabia o kadar hakimdi ki sahneye; çok iyi bir eğitmen olacağının sinyallerini verdi. Üçüde cok başarılı, ücüde cok sevimliydi. Bana da gururla izlemek kaldı. Ögrencileriyle gururlanmak bir öğretmen için en güzel duygu.  Bazı duygular tanımlanamıyor belki adı gurur değil ama o kadar güzel bir şey işte:) Cok güzel insanlar tanımış olarak eğitimi bitirdik.


 Mersine gitmişiz gezmeden olmaz:) Gençlerle farkına varmadan kordonda kilometrelerce yol yürümüşüz. Güzel olan başka şeyler de var tabi; dostlarımız. Her zaman söylerim hayatta en iyi yaptığım şey güzel arkadaşlara sahip olmak. Ilk egitimin aksamında çok sevdiğim okulumuzda asker öğretmen olarak görev yapan İbrahim Halil hoca ile birlikteydik. Ondan delilige övgü yazımda bahsetmiştim. İkinci gün ise hala ayni okulda çalıştığım neredeyse göreve birlikte başladığım değerli Cemil hocam ile birlikte. Cemil hocam ailesi ile tanıştırdı bizi;  öyle güzel ağırladılar ki bizi. Bir kere daha söyleyeyim iyi ki arkadaşlarım var. Sonra duyduğum sözler gerek eğitimde gerekse dönüşte (onları yazamam insanın kendini övmesi kadar itici bir şey yok, en iyisi biz yine de deliliği övelim:) ama duyduğum güzel sözler bir kere daha, doğru bir yolda olduğumu hissettirdi bana. Zaman zaman olumsuz şeyler yaşıyorum tabi ki... Ama vazgeçmek yok.  Bir yerde okumuştum "sevdiğiniz işi yapıyorsanız, çalışıyor sayılmazsınız" gerçekten de öyle ben isimi seviyorum en çok ögrencilerimi.bu yüzden ne yollar yoruyor ne de olumsuzluklar... simdi düşünmeli, bizi harekete gecirecek tutkuyla baglandigimiz birşey var mi? Yarin icin heyecanlaniyor muyuz? Birileri icin, kendimiz icin veya toplum icin birsey yapiyor muyuz? Eger cevaplarimiz evetse dogru yoldayiz. Yada icinde bulundugumuz kosullardan şikayet mi ediyoruz? Uyanmak istemiyor muyuz? Yasadigimiz gun dünün aynisi mi?  Cevaplar evetse yanlış giden birseyler var demek. Harekete gec ve bir farkin olsun. Kolay olan şikayet etmek, vazgeçmek. Hayati yük edinmemek için, yaşiyor gibi yapmamak için amacımız olmalı. İçimdeki duyguyu yaşamanız dileğiyle :)



Bu arada bu yazıyı Ağrı'dan yazıyorum; hala bir bilgisayarım olmadığı için cep telefonundan yazıyorum.. o yüzden bol noktalama hatası ve cümle düşüklüğü var. Tek sebep bu değil; başta farkında olmadan veya bilerek yaptığım hatalar  oldu. Ağrı da bunun üzerine bir eğitim alıyorum şimdi. Yanlışın neresinden dönersen kar:) Ağrı ve İstanbul Ezberbozanlar deneyimimi sonra paylaşacağım... sevgiler