benim dünyama hoşgeldiniz...

küçük bir ilçede temiz insanların dünyasından haberler...yaşadığım, tanıdığım güzel hayatlardan küçük hikayeler...her insan farklı bir dünyadır...bunu biliyorum her yeni gün yeni bir dünyayla tanışmaya hazırlanıyorum...öğrenecek çok şey var..

:)

:)
öğretmenliğim ilk günleri...

benim dünyama hoşgeldiniz...

hayat garip...tüm ilginçlikleriyle bizi sarıyor...dünyanın en küçük, en ilginç yerinde de olsak her yeni gün bir şeyler öğreniyoruz...hayatın başka bir güzelliği ile karşılaşıyoruz...işte bu da benim dünyam...

24 Ekim 2010 Pazar

güzel günler bizi bekler...

kadışehrinde mutlu günler...haftabaşında facebookta geziniyorum....anasayfamda ömer ekincinin bağlantısını gördüm...algıda seçicilik bu olsa gerek anadoluda bir öğretmenin hikayesi...lakin anadolunun herhangi bir yeri değil kadışehri...bağlantıyı okuyorum, okudukça neler hissettiğimi bilemezsiniz...bu metin benden bahsediyor; o öğretmen benim...öğrencilerimin durumunu anlatmak üzere üzülerek sarf ettiğim birkaç söz...onun dilinden dinleyince gerçekten daha bir duygulandım...içimi yakarak söylediğim bir söz onu çok etkilemiş...duyarlılık bu olsa gerek farklı şehirler, farklı hayatlar, farklı beklentiler...ama aynı üzüntüler, aynı hisler...insan olmak böyle birşey işte; ne olursan ol aynı duyguları  yaşayabilmek, hissetmek...öncelikle kendisine burdan içtenlikle teşekkür ediyorum...bize karşı çok hassas ve duyarlı davrandı...tüm duygularımı anlatabilecek kelime yok yada ben bulamıyorum...ben ömer bey'i öğrencilerime tanıttığım sunumuma "hayallerin sınırı yoktur" diye başladım...buna şimdi daha çok inanıyorum...istersek hayallerimize ulaşabiliriz...en azından ben kendi adıma buna inanıyorum ve bir kısmına ulaştım :)...çok tebrik aldım...bu yazı yüzünden...neden tebrik aldığımı tam anlamıyla bilmiyorum ama :) duyarlı bir öğretmen olduğum için mi? ömer ekinciyi tanıma şerefine eriştiğim için mi? yoksa onun dilinden derdimin anlaşılmasından dolayı mı?...bilmiyorum...her neden bilinmez ama haftam çok güzel geçti...hatta küçük çaplı, kısa süreli bir üne kavuştum (en azından kadışehrinde)...çok eğlendim.. kaymakam bey bile tebrik etti beni...evet benim açımdan başarıydı; derdimi duyarlı bir insana tam anlamıyla ifade edebilmek ve destek görmek..öğrencilerimi çok seviyorum; bunu arkalarından da söylüyorum yüzlerinede ...zaten onları ne kadar çok sevdiğimi, onların başarılarının beni nasıl mutlu ettiğini biliyorlar...yapacak çok iş var; güzel günler bizi bekliyor çünkü...ömer ekinci'nin yazısını merak edenler için

16 Ekim 2010 Cumartesi

"ademden önce"

kadışehrinde kurşini günler...müdür yardımcısı odasın da oturuyorum... önümde jack london'ın "ademden önce" adlı kitabı var...şimdilik başlardayım ama yazar çift kişilikli insanları ve kişilik bölünmesi yaşayan insanları ele almış sanırım...bana da ne kadar yakın; zaman zaman içimde bir sürü insan olduğundan şüphelenirim hatta şüpheyi geçti buna inanıyorum..bazen onlarla konuşuyorum...bunu birine söylediğimde çok garipmişim gibi bakıyor ya da psikolojik problemlerim varmış gibi...oysa ki bunlar benliğimin parçaları olmak isteğim kişi, saklamak istediğim kişi...alt benliğim, üstbenliğim...herneyse kitap hikayeyi ilkçağlar insanın evrimleşme sürecine yakın zamanlarla ilişki kurarak anlatıyor...bazen kendimi kaptırıyorum o ormanlarda yürüdüğümü, evrimleşmemiş bir sürünün içinde yaşadığımı...herşey çok başka olurdu...felsefe suyundan içtim ben...buda içimdeki meraktan kaynaklı...o dönemde yaşasaydım başım beladan kurtulmazdı zannımca:) insanoğlu nereye gidiyor bilmiyorum...hayatta o kadar güzel duygu varken hep aynı saplantıları yaşıyor...öğrencilerim geliyor aklıma; o kadar karamsarlar ki...en güzel yaşlarında ölümü istiyorlar, hayattan herhangi beklentileri yok...bazen onları dinlerken ağlamak geliyor içimden...çaresizim elimi uzatsamda gördükleri pencere aynı...ne kadar temiz olursan o kadar çabuk kirlenir üstün başın...işte onların durumu bu; o kadar temizler ki hayat onları çabuk kirletiyor, umutlarını söndürmelerine neden oluyor...umarım içlerindeki ışığı görebilirler, onlar için bişeyler yapabiliriz...çünkü gencecik bir hayatın bu kadar karamsar olması kadar acı bişey yok şimdilerde...

3 Ekim 2010 Pazar

değişen birşeyler var...

uzun zamandan sonra tekrar merhaba...çok sıcak ve hareketli bir yaz geçti...hayatımda birçok şey değişti...bütün bir yaz öğrencilerimi o kadar çok özledim ki...neyse ki yeniden biraradayız ve bu yüzden mutluyum...yalnız değişen birşeyler var. pazartesi müdür yardımcısı olarak göreve başlayacağım...inşallah bu hem benim için hem onlar için iyi olur...ders saatim azaldı onlara biraz uzak kalacağım bu biraz beni üzüyor...ve bu iş beni düşündürüyor umarım gidene benzemem...(onunla hiç anlaşamıyorduk)..az biraz da heyecanlıyım şuan için herşey muamma...unutmamak için buraya yazıyorum; benim gözüm öğrencilikte..eğer denemezsem hep içimde kalacak...ve biliyorum Allah hep yanımda ne istesem oluyor şükür...bunun dışında da değişen birşeyler oldu; evlendim:) çok yorucu ve eğlenceli bir yaz geçirdim...evlilikte birçok şeyi değiştirdi hayatımda...yeni bir eve taşındım...ve yine öğrencilerim taşınmama yardım etti...ilk misafirlerim yine onlardı...sanırım şimdilik bu kadar :)) devamı gelcek insan yaşadığı sürece değişen birşey elbet olcak..umarım bu değişimler olumlu olur hep